Our Gallery

Contact Info

Konut sahibi olma oranımız çok düşük, yenilerini üretmeliyiz

Demir Demirtaş İnşaat’ın kurucusu ve sahibi, İnşaat Mühendisi Atilla Demirtaş, ‘olay.com.tr’de İZ BIRAKANLAR programının konuğu oldu.

Murat Günay

Doğru projelerle şehirlerin daha yaşanabilir yerler olacağına vurgu yapan Demirtaş, konut sahibi olma oranımızın çok düşük seyrettiğini ancak sosyal konut projeleri sayesinde bu oranın yükselebileceğinin altını çizdi.

Sayın Atilla Demirtaş, uzun süredir inşaat sektörünün içindesiniz. Şu anda Bursa ve Türkiye’de sektörün durumu hakkında neler söyleyebilirsiniz?

İnşaat sektörü lokomotif bir sektördür. Altındaki birçok tedarik ve üretim sektörleriyle birlikte oldukça büyük bir sektördür. Ülkenin gidişatından çok etkilenen bu sektör faiz oranlarındaki değişikliklerden çok etkilenmekte. Ancak günün sonunda inşaat imalatları her daim devam etmek zorunda. Faiz oranları düştüğü zaman satışlar çok hızlı biçimde gelebiliyor. Burada amaç hızlı ve rutin biçimde üretime devam edebilmektir. Üretebilmek için ise arsa stoklarının ülkede ya da yaşadığımız şehirde olabildiğince fazla olması gerekli. Sıkıntılara gelirsek, arsa maliyetlerinden başlamak en doğrusu olacaktır. Arsa maliyetlerinden sonra ikinci önemli faktör ise üretim maliyetleridir. 

Bu kadar çok inşaata ihtiyaç var mı sizce?

Özellikle 2000’li yıllardan sonra Türkiye’nin kaynaklarının inşaata kaydığını görüyoruz. Fakat rakamlar başka bir şey söylüyor. Ülkemizdeki ‘Ev Sahipliği Oranı’ oldukça ilginç veriler çıkarıyor ortaya. Son derece düşük aslında. Özellikle Avrupa Birliği ile kıyaslandığında sondan dördüncüyüz. Nüfus ile orantılı ama netice itibarıyla ev sahibi olma oranı yüzde 42’lere düşmüş durumda. Yılda ortalama 1,5 milyon konut üretiliyor ama ev sahibi olma oranı düşüyor. Aslında bu durum, yapılan konut üretiminin yeterli olmadığının kanıtıdır. Daha fazla konuta ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. 

Bursa’daki arsa stokları ne durumda?

Bursa’nın bir tarafı dağ ve bir tarafı ova olduğu için şehrimize ‘yamaç şehri’ demek yanlış olmaz. Bu durum arsa stoklarını sınırlıyor. Doğal olarak imara açılacak arsa ve bölgeler coğrafi olarak sıkıntılara işaret ediyor. Ayrıca, Bursa’da çok fazla sanayi bölgesi bulunmasından dolayı konutla ilgili kısıtlamalar oluşuyor. Özellikle yerel idarelerin bu konuda daha profesyonelce çalışmalarını bekliyoruz.  

Siz bir inşaat mühendisi olarak şehirlere sosyolojik açıdan da bakmayı biliyorsunuz. Bursa’nın göç alıyor olması inşaat sektörünü nasıl etkiliyor?

Şehrimiz hem dış göç hem de iç göç alıyor. Sanayinin en büyük handikapı bu… Ama bu konuda yapacak pek fazla bir şey yok. Nüfusumuz arttıkça hem konut hem işyeri ihtiyacımız da artıyor. Bir diğer ihtiyacımız ise mevcut konut stoğunun, medeni insanın ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaklaşmasıdır.

Atilla Bey, sizin yaptığınız bir araştırmaya göre, kendi evinde oturanların oranı düşüş halinde. Bu durumu neye bağlıyorsunuz?

TUİK verilerine göre konut sahipliği oranı düşüyor. Tam tersine kiracı oranı son yıllarda yüzde 24 artmış. Burada, ev sahibi olanların psikolojik anlamda kendilerini daha iyi hissettiklerini söylemek mümkün. Ancak bu konuda Avrupa’nın epey gerisindeyiz. İnşaat sektörünün konut anlamında çok daha başlarda olduğunu söyleyebiliriz. Yani doygunluktan bahsedilemez. Avrupa’da ev sahipliği oranı yüzde 70’in üzerinde. Finansal imkanlar arttıkça ülkemizde de ev sahipliği oranı artacaktır.

Hükümetlerin vereceği destek işe yarar mı?

Elbette yarar, özellikle son yıllarda ve hatta son günlerde konuşulan sosyal konut projesi son derece doğru. Hükümetimizin 5 yılda 1,5 milyon konut üretileceği yönündeki projesi insanları ev sahibi yapabilecek bir projedir. İnşallah bu proje başarılı olur çünkü insanların ev sahibi olması genel sosyo-ekonomik durumumuz için son derece önemli. Bu gerçek anlamda bir ihtiyaç. 

Sayın Atilla Demirtaş, sosyal konutlar için açıklanan fiyatlar sizce gerçekçi mi?

Bir müteahhit olarak bize sorduğunuzda imrenerek baktığımızı belirtmeliyim. Çünkü devletin yaptığı işlerde arsa payı olmuyor. Arsa payı olmadığı için bizim yaptığımız inşaatlara göre yüzde 50 daha uygun şekilde tamamlanabiliyor. Sosyal konutlar önemli bir açığı kapatacak diye düşünüyorum. Bursa için açıklanan yerler, mülkiyet sorunu olmayan yerlerden oluşuyor. Bu durum aslında ev sahibi olmak isteyenler için olumlu bir durumdur.

×